Patronların ve Tarikatların Saltanatına Karşı Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Emekçi Kadınlar!

Bugün, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.

1910’da Uluslararası Kadınlar Günü sosyalist kadınlar tarafından belirlenmiş, ardından 1917’de Petrograd’da “ekmek ve barış” diyerek sokaklara dökülen kadınlar, devrimin fitilini ateşlemiştir. 8 Mart, bu mücadele ve iradeyle Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilmiştir.

Yani 8 Mart, işçi sınıfının ve sosyalist kadınların mücadelesinin tarihidir. Bu yüzden baştan söylemeliyiz ki 8 Mart’tan emekçi kadınların adını silmeye kimsenin gücü yetmeyecektir! Bugün emekçi kadınlara önce 8 Mart’ı sonra da memleketi geri kazanmanın çağrısı yapıyoruz!

Laiklikten ve yurttaşlıktan vazgeçmeyeceğiz! Medeni Kanunu Savunacağız!

Bugün şeriat naraları arasında kadınların yaşamına, haklarına ve geleceğine yönelik bir dizi saldırıyla karşı karşıyayız. AKP kurduğu yeni rejimin kurumsallaşması aşamasında bir dizi hukuki dönüşüm hedefliyor, burada ise en çok kadınların kazanılmış haklarını tartışmaya açıyor. Adalet Bakanlığı eliyle yürütülen Medeni Kanun Kurultay’ında imam ve müftülerin konuşması hedeflenen dönüşümü ortaya koyuyor. Kadınlar bu gerici karanlığı geri göndermek için en ön saflarda olmalıdır.

Tarikat ve cemaat yapılanmaları artık okullarımızda açıktan faaliyet yürütüyor, gerici ÇEDES protokolüyle çocuklarımız bu karanlık odaklara doğrudan MEB eliyle teslim ediliyor. Taciz, tecavüz ve intiharlarla anılan bu yapıların ülkemizi, gençlerimizi ve çocuklarımızı teslim almasına karşı kadınlar aydınlanma ve laiklik mücadelesini yükseltmelidir.

Emeğimizin hakkını savunacağız!

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bugün esnek çalışma adı altında kadınları eve kapatmaya, güvencesiz çalıştırmaya ve yoksulluğa mahkûm etmeye çalışmaktadır. İnşa edilmek istenen evde, ‘kutsal aileye” hizmet eden bir köledir. Bugün gericilerin kutsal aile söylemleri kadın düşmanlığının ve sömürünün üzerini örtmek için kullanılmaktadır.

Kadınlar eşit işi yaptıkları erkek işçiler ile aynı maaşı alamamakta, güvencesizlikten, işsizlikten, yoksulluktan en çok etkilenen kesimdir. Bir yandan ev içi kölelik, diğer yandan insanlık dışı çalışma koşulları, baskı ve taciz ile işyerlerinde sömürülmektedir. Açıktır ki işçi kadınların yegâne düşmanı gericilikle beslenen bu sömürü düzenidir!

En az bunun kadar tehlikeli bir başka düşman ise liberalizm ve onun kimlik siyasetidir. Kadınların kurtuluşu, kapitalist sömürü düzenine karşı mücadelede yatar. Aleksandra Kollontay’ın ifade ettiği gibi, sınıf kardeşliği, kadın hareketinin temel taşıdır. Kız kardeşlik, işçi kadınları, onların alın terini sömüren patron kadınlarla aynı kefeye koyan aldatıcı bir hikâyedir! Kadınlar, sömürü düzeninin sahiplerine sırtını dönmelidir!

Eşit ve Özgür Yaşayacağız!

Ülkemizde kadınların katliamlarla anılmasının sorumlusu gerici siyasi iktidar ve kadın cinayetlerini cezasız bırakanlardır. Kadınları gerici sermaye düzenine ikna edemediklerinde öldürerek şiddeti sistematik hale getirenlerle görülecek hesabımız var!
Eşit, özgür, laik bir ülke mücadelesinde kadınları İKD saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz!

Patronlara köle, tarikatlara mürit olmayacağız!

İlerici Kadınlar Derneği
08.03.2024